Hava
soğuktu, dışarıda da sert esen bir rüzgar ve iri yağmur taneleri. Başımda
sweet'imin kapşonu, elimde kahvem; camdan dışarıyı izliyordum. Yoldan geçen
arabaların yol kenarına sıçrattığı yağmur suları ve sokakta ıslanmamak için
koşturan insancıklar bana müthiş bir dinlenme hissiyatı veriyordu. Dalmışım bir
ara, hayatımı düşünüyordum. Çocukluğumu, öğrenciliğimi, eski sevgililerimi,
yaşadığım platonik duyguları, duygularının karşılığını veremediğim insanları ve
her birinin teker teker şu an neler yaptığını merak ediyordum, yazdığım aşk
mektuplarını, ama aldığım sade yazıları. Hepsini, evet hepsini düşünüyordum.
Dışarıdaki hava ve içerideki müthiş dinginlik beni düşünce girdabına
sürüklemişti. Seviyordum ben düşünmeyi, yaptığım hataları, şu anda yapmakta
olduğum ahmaklıkları ve muhtemelen gelecekte yapacak olduğum saçmalıkları.
Beni, benden fazla kim düşünebilirdi ki zaten, hiç karşıma çıkmış mıydı böyle
biri, yoksa ben herkes beni düşündüğü için mi yalnızdım? Bilemedim velhasıl...
Sonra cam
kapı, arkasına aldığı rüzgar ve o camı iten el ile beraber açıldı. Kapının
açıldığı yönün hizasında oturuyordum. İlk gördüğüm şey müthiş parlak bir ışık
oldu. Devamı sağlam bir kalp çarpıntısı ve yutkunamamaktan kaynaklı boğulma
hali... İçeri giren sendin. O kasvetli havada arkana aldığın müthiş enerji ile
sağlam bir giriş yaptın hem oturduğum mekana hem kalbime. Kalbi beyninden büyük
olan bir adam, için bundan daha güzel bir giriş olamazdı. Hoş gelmiştin, sefa
getirmiştin. Sakince şemsiyeni kapattın, bana elini uzattın ve "tutacağın
bu eller seni hayatın boyunca asla yalnız bırakmayacak. Tıpkı senin beni hiç
bırakmadığın gibi" dedin ve ekledin. "Bu sefer ateş almaya gelmedim,
kalıcıyım ve hislerimin arkasında durmaya kararlıyım..."
Sırf
"başkaları ne der, ailem ne düşünür, ailen ne düşünür" diye
yaşadığımız hayatta; beklediğim, umut ettiğim, hayatım boyunca hayalini
kurduğum sözlerdi bunlar. Bir an tebessümüme hakim olamadığımı hatırlıyorum
hayal meyal. Hakikaten, biz bu hayatı kim için yaşıyorduk ? Yaşadığımız hayat
bizim miydi, yoksa biz hayatın içinde kaybolmuş son sevgi zerrecikleri miydik ?
Karşı tarafa hissettirmeden yaşadığın duygular "duygu" olur muydu ?
Bu saygısızlık bir insanoğluna yapılır mıydı ? En başta kendine ? En azından
sen bu saygıyı hak etmiyor muydun ? Bu sözleri ağzından çıkarabilmen belki
hayatın boyunca kendi kendine göstermiş olduğun en büyük saygıydı. Orasını ben
bilemiyorum...
Sonra
uyandım, tekrar uyumak istedim, yapamadım. Kalktım sigara yaktım. Hani demiş ya
şair: "Çok sigara içiyorsun dedi. Gözlerine baktım, çok güzellerdi. Bir
sigara daha yaktım" diye. O geldi aklıma, yarı ağlamaklı gülümsedim...
Olsun...
Rüyası bile güzeldi...
Rüyalar
gerçek olur mu yoksa anca rüyada mı olur bilmiyorum !.. Ama bilmek isterdim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder