Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Ocak 2011 Cumartesi

Girizgah

Yaşanmışlıkları sevenlere;

Hep içimde kalmıştır yazmak… Kulakları çınlasın koca yanaklı bir arkadaşım bana ”sayın yazarım” diye hitap etmişti bir keresinde. Bilinç altımda da bu kaldı herhalde, bilemiyorum artık. Belki de burcumun getirdiği bir özellik. Var içimde bir şeyler ve çıkmalı dışarı artık…
        
Bu yazıyı kitaplardaki “önsöz” kısmı olarak algılayabilirsiniz aslında… Hani orada teşekkür ederler ya “bu kitabı yazmamda bana desteği olan bilmem kime, yayınlanmasında emeği geçen bilmem kime, beni cesaretlendiren bilmem kime, eşime, çoluğuma çocuğuma, büyük büyük dedeme, onun amcasının oğlu bilmem kim amcaya” falan diye; aslında uzar gider bu liste.Benim yazma isteğimin depreşmesine aslına bakarsınız bir kişi evet sadece bir kişi sebep oldu. Bu sayfayı ve inşallah içini dolduracak yazıları okur mu bilemem orasını ama aslında “iç” tekilerin “dış”a vurumunun nedeni odur…

Neler yazmalıyım diye düşündüm, önce dedim kendi hayatımdaki belli başlı konulardan başlıyayım. Bir nevi geçmiş… İnsanın geçmişini anlatması bence harika bir şey. Sonra dedim yazmama neden olan insanı anlatayım biraz…

Yazılarım her konudan olabilir, hani belli bir konu etrafında şekillendireyim istemiyorum… Siyaset, futbol, aşk, genel kültür vs. belli kalıplar olmasın. Bazı yazılarda çok dramatize olup gözlerinizi sulandırabilir, bazı yazılarda gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldürebilirim…

Bu giriş idi; gelişme ve sonuç daha sonra :)

Buluşmak ve okunmak üzere…

Sevgilerle…